
Bugün yıllardır bakterilere karşı kullandığımız, hatta öyle ki dilimize pelesenk olmuş bir grup ilaçtan bahsedeceğiz. Bahsedeceğimiz bu ilaç grubu: antibiyotiklerdir.
Öncelikle antibiyotik kelimesinin kökenine bakalım. Bu kelime Yunancada anti ‘karşı’ ve bios ‘yaşam’ anlamına gelen kelimelerinden oluşmaktadır. Birleştirdiğimizde “yaşama karşı” anlamında antibiyozis veya antibiyotik kavramı karşımıza çıkmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere antibiyotikler bakterilerin yaşamalarına engel olan (bakterisidial) veya bakterilerin gelişimine, çoğalmasına olanak tanımayan (bakteriostatik) ilaçlardır.
Son zamanlarda antibiyotik kavramının yanında çokça duyduğumuz bir kavram daha mevcut. Bu
kavram, hem hekimleri hem de hastaları etkenin tedavisinde zorlayacak olan “antibiyotik direnci”dir.
Antibiyotik direnci, antibiyotiğe maruz kalan bir bakterinin hayatta kalma becerisidir.
Bir antibiyotiğin bakteriye etkisinin kabaca üç ihtimali vardır. Bunlar: bakteriyi öldürmek, bakterinin çoğalmasını durdurmak ve çoğalmasını durduramamaktır. Pekii bakteriler hayatta kalma becerilerini nasıl geliştiriyorlar yani nasıl direnç geliştiriyorlar? Biraz da bu soruya cevap arayalım.
Bir bakteriye daha fazla antibiyotik verilmesi bakterinin sabit kalmasına ya da ölümüne sebep
olurken daha az miktarda kullanılan antibiyotik ise çoğalmasına yol açar. Bazı bakteriler kendi
etraflarında bir biyofilm tabakası oluşturdukları için (bunu jöle içerisinde yüzen bakteriler gibi
düşünebilirsiniz :)) antibiyotiğin bu tabakayı geçip içerisindeki bakterilere etki etmesinde kullanılan
antibiyotiğin miktarı önemlidir. Bu bilgi bize kendi başımıza yüksek doz antibiyotik kullanım izni
vermez! Unutulmamalıdır ki vücudumuzun pek çok bölgesinde bizlere fayda sağlayan bakteriler var.
Örneğin, bağırsaklarımızda bizler için B ve K vitamini üreten probiyotik bakteriler aşırı doz veya yanlış antibiyotik kullanımında zarar görecektir.
Bazı bakteriler çoğalırken mutasyona uğrarlar. Mutasyonlar: bakterinin verilen antibiyotiği yok
etmesi, verilen antibiyotiği dışarı atması, bakterinin antibiyotiği içeriye almayan duvarlar yapması ve
enerji üretme yolunu değiştirmesi (bazı antibiyotikler bakterilerin enerji yollarını keserek etki ederler bakteriler de buna karşın farklı bir enerji üretme yolu bularak mutasyona uğramış olur) şeklinde olabilir. Bazı bakteriler ise genetik değişime uğrarlar. Genetik değişim dediğimiz olay aynı tür veya farklı türdeki bakteriler arasında gerçekleşebilir. Temelde dirençli bir bakterinin direnç ile ilgili bilgilerini (bir gen parçasını) bir başka bakteri kardeşine aktarmasıdır. Bir bakıma insanların kendi arasındaki sözlü bilgi aktarımının bakterilerdeki genetik bilgi aktarım versiyonudur. Bir bakteri ne kadar fazla bakteri ile karşılaşırsa o kadar fazla direnç geni aktarılır. Anlaşılacağı üzere kullanılan antibiyotiğin miktarı, bakterinin herhangi bir mutasyon ve genetik değişim geçirip geçirmediği direnç gelişimi için önem taşır.
Direnç gelişiminin önüne geçmek için birkaç basit öneri verilebilir.
Sorumlu antibiyotik kullanımı: Sadece bakteriyel enfeksiyon (virüs değil) geçirdiğimizde antibiyotik
kullanmak ve kullandığımız antibiyotiğin dar spektrumlu olması fayda sağlayacaktır. Kullanılacak antibiyotiğin seçimi ve doz ayarı uzman doktorlar tarafından belirlenmelidir. Ayrıca hayvanlar için de buna benzer şekilde uygulama yapılmalı, sağlıklı hayvanlara antibiyotik verilmemeli ve bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde dar spektrumlu antibiyotikler kullanılmalıdır. Antibiyotikleri nasıl kullandığımız konusunda gerçekten seçici davranmak, bunların yararsız hale gelmesini önleyecektir.
Antibiyotikleri sorumlu şekilde yok edilişi: Antibiyotikleri çöpe atmak, ortamda yaşayan bakterilerin antibiyotiğe maruz kalmasını minimuma indirecek şekilde yapılmalıdır. Örneğin, antibiyotikleri ezmemeli veya onları tuvalete atmamalıyız. Böyle yapılması, antibiyotiğin toprakta ve suda yaşayan bakterilere doğrudan etki etmesine yol açar. Bunun yerine uygulanabilecek iki seçenekten birisi bunları atılmak üzere bir eczaneye geri vermek, diğeri ise ağzı kapalı bir plastik torbaya koyarak çöpe atmaktır.
Elbette hasta olmaktansa hastalığı önlemek için çaba göstermek alınabilecek en iyi önlem olacaktır.
Sağlık ve huzurla kalınız…